Akkerman (Ophiusa, Tyras, Mavrokastron,Asperon,Bilhorod-Dnistrovskyi)
Makale: Özhan Öztürk
Tyras,[1] bugün Dinyester adıyla bilinen antik Tyras nehri ağzında kurulmuş[2] bir Milet kolonisi[3] olup, Fenike kenti “Tire” ile isim benzerliğine istinaden Fenikeliler tarafından kurulduğu da iddia edilmiştir[4]. Pliny[5], Tyras’ın eskiden Ophiussa adıyla anıldığını bildirmişse de Ptolemy bunların iki farklı yerleşim olup, Ophiusa’nın[6] Tyras’a göre daha kuzeyde ve içerde bulunduğunu iddia etmiş, Skylax sadece Ophiussa’yı anarken daha sonraki yazarlar sadece Tyras’tan bahsetmiştir.
Tyras Arkeolojik Bulgular
Tyras, Antik Çağ’da balıkçılık açısından şanslı bir liman kenti olup, MÖ 4. yüzyıldan kalma sur kalıntılarına sahiptir. Tyras sitesi ilk olarak I. A. Stempkovskii tarafından kent adını taşıyan bronz sikkelere dayanılarak keşfedilmiş ayrıca bölgede 19. Yüzyıl boyunca heykel parçası, kitabe ve sikke gibi çok sayıda arkeolojik veri toplanmıştır. Bölgede ilk kazı E. von Stern tarafından 1900, 1903 ve 1912’de gerçekleştirilmiş, sonrasında kazı çalışmaları 1919-40 arasında Romen, 1945’de Ukraynalı, 1990’larda ise İaşi üniversitesinde arkeologlarca devam ettirilmiştir.
Tyras Tarihi
MÖ 6. yüzyılda balıkçılık ve tarım yapmak amacıyla kurulduğu sanılan yerleşim
diğer Yunan kentleri gibi idari açıdan yerel otonom yapıdaydı. Tyras, İlk Atina birliğinin parçası olarak iki talent vergi vermekteydi. Tyras, MÖ 4. yüzyıldan itibaren önemli bir ticaret merkezi olmuş, etrafı surlarla çevrilmiş, kendi sikkesini basmıştır. MÖ 2. yüzyıldan itibaren yerli krallar tarafından yönetilmişse de MÖ 56-50 arasında Getler tarafından yok edilmiştir. Roma döneminde Aşağı Moesia eyaletine bağlanan ve 5 arkonlu bir senato tarafından yönetilen kent önemli ölçüde restore edilirken, Domitian ile Alexander Severus dönemleri arasında sikke basılmış, balık, şarap ve tahıl ihracatı yapılmış, Classis Flavia Moesica adlı küçük bir savaş gemisi filosunu barındırmıştır. Alexander Severus döneminde(222-235) Gothlar tarafından yağmalanan kent 4. yüzyıl sonuna dek varlığını sürdürmeyi başarmışsa da Bizans döneminde yeniden inşa edilirken Leukopolis “beyaz şehir”, Asprokastron “beyaz kale” ve Asperon olarak adlandırımıştır. Moğol ve Tatarlarca 1221’de işgal edilen kent Bizanslılarca yeniden ele geçirildikten sonra ‘Siyah Kale’ anlamına gelen Maurokastron veya Mavrokastro olarak adlandırılmıştır. 1315’te Cenevizlilerin kullanımına verilen kale Montecastro olarak anılırken, 1359’da Moldovya prensliğinin en önemli limanı olarak kullanılmış, 1503’de Osmanlılar tarafından ele geçirilince kalesi restore ettirilip ‘beyaz kale’ anlamında Akkerman adı verilmiş, Osmanlı yönetimi boyunca 1940- 1941 tarihleri arasında bu ad kullanılmıştır. 1918-1944 döneminde Rumence Cetatea Albă “beyaz kale”, 1944- 1991 arasında ise Rusça Belgorod-Dnestrovskiy[7], sonrasında ise bu adın Ukrayna dilindeki, formu Bilhorod-Dnistrovskyi olarak adlandırılmıştır.
14. yüzyılda Macar kralı I. Luis ile Ceneviz Cumhuriyeti tarafından kontrol edilen kent 1330’da yapılan Tatar saldırısında şehit edilen Yeni St. John sonradan Moldova’nın koruyucu azizi ilan edilmiştir. 1420’de Osmanlılar tarafından kuşatılan kalesi Moldova voyvodası Prens Alexander (1400-32) tarafından başarıyla savunulmuşsa da 1484’de Kilia’nın Osmanlılarca ele geçirilmesinin ardından Moldovya Prensi Büyük Stephan’dan alınarak Osmanlı akıncılarınca üs olarak kullanılmıştır. 1485’de kentte yaşayan Tatarlar Bulgaristan’a giderek Pazarcık kentini kurmuşlardır. Osmanlı-Rus savaşları sırasında 1770 ve 1789’da Rus ordusunca kuşatılan kent 1770, 1774 ve 1806’da Rusların eline geçmişse de ancak 1812’de Besarabya’nın geri kalan kısmı ile birlikte Çarlık topraklarına katılmıştır.
Akkerman Sözleşmesi
Akkerman Sözleşmesi, 7 Ekim 1926 tarihinde Rusya ile Osmanlı İmparatorluğu arasında imzalanmış olup, Eflak ve Boğdan hospodarlıklarının[8] yedi yılda bir seçtikleri divanlarının Osmanlı ve Rusya’nın ortak onayına sunulmasının yanı sıra 1821 Yunan Bağımsızlık Savaşı sırasında Osmanlı güçlerinin Filiki Eteriya’nın askeri eylemlerine karşılık vermek ve Vlah devrimcisi Tudor Vladimirescu (1780-1821) liderliğindeki ayaklanmayı bastırmak amacıyla girdiği Tuna prensliklerinden geri çekilmesi kararlaştırılmıştır. Sözleşmeye göre Osmanlılar Tuna nehri üzerinde yer alan Yergöğü (Giurgiu), İbrail (Brăila) ve Turnu limanlarını terk ederken Sırbistan prensliğinin özerkliği tanınmak zorunda kalmış, yeni bir Osmanlı-Rus Savaşı (1829) kaçınılmaz olmuştur.
Akkerman, 1918’de Besarabya’nın geri kalan bölümleri gibi Romanya’ya katılmış, 1940’da bir Sovyet ültimatomu ile kent Sovyetler Birliği’ne terkedilmişse de 1941’de Almanya’nın Rusya’yı işgali sırasında tekrar Rumenlerin eline geçmiştir. 1944’de Kızıl Ordu’nun yeniden kontrolü sağladığı Besarabya savaş sonrasında ikiye bölünmüş Akkerman’ın da içerisinde bulunduğu güney parçası Ukrayna’ya verilmiştir.
Tyros Sikkeleri
MÖ 4. yüzyılda ticari önemi artan otonom yönetim ilk bronz ve gümüş sikkelerini
basarken, MÖ 3-2 yüzyıllarda ise iç pazar için bakır sikke darp etmiştir. Bölgenin Mithridat egemenliğine girdiği MÖ 2. yüzyıl sonu ile MÖ 1. yüzyıl ortalarına dek bir asır boyunca Tyros’ta sikke basılmamış olup, Roma imparatoru Domitianus (MS 81-96) döneminde yeniden sikke basılmış ve Alexander Severius (222-235) dönemine dek sürmüştür.
MÖ 370-360 dönemi otonom sikkelerin ön yüzünde Herakles portresi, arka yüzünde boğa tasviri ile ΤΥΡΑ yazısı, MÖ 350-340’de ön yüzde genç bir erkek portresi, arka yüzde at ve ΤΥΡΑ, MÖ 330-300’de ön yüzde Athena, arka yüzde boğa ve ΤΥΡΑ, MÖ 170-160’de ön yüzde Dionysos, arka yüzde üzüm salkımı ve ΤΥΡΑ yazısı yer almaktadır.
Roma dönemi sikkelerinde MS 69-79’de ön yüzde erkek portresi ve KAICAPOC CEBACTOY yazısı, arka yüzde ΤΥΡΑΝΩΝ yazısı, Domitian döneminde (81-96) ön yüzde imparatorun portresi ile KAICAPOC ΔΟΜΕΤΙΑΝΟC yazısı, arka yüzde tahtta oturan tanrıça ile ΤΥΡΑ yazısı, Hadrian döneminde (117-138) ön yüzde imparatorun portresi ile KAI AY AΔRIANOS yazısı, arka yüzde ΤΥΡA ile sopa tasviri, Commodus döneminde (180-192) ön yüzde imparatorun portresi ile AY KAI KOMOΔOC yazısı, arka yüzde elinde bereket boynuzu ile kürek taşıyan ayakta tanrıça tasviri ile ΤΥΡΑ-NΩN yazısı, Julia Domna döneminde (193-211) ön yüzde Julia’nın portresi ile IOYΛIA ΔOMNA CE yazısı, arka yüzde ΤΥΡΑ-NΩN yazısı, Caracalla döneminde (212-217) ön yüzde imparatorun portresi ile AYT K M AYP CEYHPOC ANTΩNINO yazısı, arka yüzde ayakta Dionysos ile panter tasviri ile ΤΥΡ-ΑNΩN yazısı yer almaktadır.
Kaynak: Özhan Öztürk. Pontus: Antik Çağ’dan Günümüze Karadeniz’in Etnik ve Siyasi Tarihi (Genişletilmiş 3. Baskı). Nika Yayınları. Ankara, 2016
Notlar
[1] Yunanca Τύρας
[2] Ptol. III.10.16; Herodot IV.51; Mela, II.1
[3] Scymn. Fr. 55; Anon. Peripl. P. Eux. 9
[4] Ammianus Marcellinus 22.8.41
[5] Pliny IV.12
[6] Yunanca Οφιούσα. Etimoloji için Bkz. Trabzon Of ilçesi
[7] Rusça Бе́лгород-Днестро́вский “Dinyester’in Beyaz kenti”
[8] Hospodar veya gospodar, Osmanlı İmparatorluğunca XV. yüzyıldan 1866-1881’e kadar Boğdan ve Eflak’ı yönetmekle vazifelendirilen Romen prenslere verilen isim olup, Slavca “lord, efendi” anlamına gelmektedir.